Ankara’nın Keçiören ilçesinde köpeklerin saldırısına uğrayan 4. sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz’ın ağır yaralanması sonrası ‘Sokakta köpek olur mu?’ tartışması yeniden alevlendi. Dönem dönem yaşanan saldırı olayları sonrası siyasiler temkinli açıklamalarda bulunurken, çözümün ne olacağı konusu ise henüz netlik kazanmadı.
Sosyal medya mecralarında konuya taraf olan kişilerden farklı öneriler gelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Büyük Birlik Partisi (BBP) lideri Mustafa Destici de yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bizler de siz okuyucularımız için yaşanan olayları, siyasi isimlerin çözüm önerilerini, Avrupa’da sistemin nasıl işlediğini ve hayvanseverler ile sokakta köpek olmasını istemeyen vatandaşların yaşanan olaylara bakış açısını derledik.
Ankara’nın Keçiören ilçesinde sokak köpeklerine uğrayan 10 yaşındaki Tunahan Yılmaz’ın ağır yaralanması sonrası sokak köpekleriyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi.
Sokakta hayvan olur mu? Yasalar ne söylüyor?
Hayvanseverler ile sokakta köpeklerin olmasını istemeyen vatandaşlar arasındaki tartışmanın temeli yasal mevzuata dayanıyor.
5199 sayılı kanunun 6’ıncı maddesinde yer alan ‘Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.’ ifadesi sokakta yaşayan köpeklerin toplanamayacağına işaret ediyor.
Yasaların işaret ettiği doğrultuda köpekler sokağa bırakılırsa, saldırılardan belediyeler sorumlu tutulabilir mi?
Antalya’nın Serik ilçesinde kendisini kovalayan sokak köpeğinden kaçan Mahra Melin Pınar, yoldan geçen bir hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybetmişti.
Ailesinin açtığı davada mahkeme, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Valiliği ve Serik Belediyesi’ni yüzde 100 kusurlu bularak, aileye 3,9 milyon lira maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.
Siyasi dünyası sokak köpekleri konusuna nasıl bakıyor?
Gaziantep’te 2 yıl önce meydana gelen pitbul saldırısında 4 yaşındaki Asiye Ateş’in ağır yaralanması kamuoyunda büyük tepki toplamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuyla ilgili ‘Tabi biz hayvan severler noktasında bir yasal düzenleme yapalım, dedik ve yaptık. Şimdi tabi bu yasal düzenlemeyle ortaya bir de bedel çıkıyor’ ifadelerini kullanmıştı.
Ankara’nın Keçiören ilçesinde uğradığı saldırıda ağır yaralanan Tunahan Yılmaz’ın olayı sonrası ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan daha itidalli bir çağrı geldi.
Konuyla ilgili şikayetlerin arttığını dile getiren Erdoğan, ‘Bu sorunu inancımız, kültürümüz ve şefkat medeniyetimizin bize vazettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız.’ ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan butik barınaklarda hayvanseverlerle birlikte bakalım önerisi…
Ankara’da meydana gelen olay sonrası açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yeni yapılan yapılan butik barınaklarda, maliyeti belediyenin karşılaması kaydıyla hayvanseverlerin gelip köpeklere bakmalarını istediklerini söyledi.
Popülasyonun Türkiye’de çok fazla arttığını söyleyen ve artık kısırlaştırmayla önüne geçilemeyeceğini belirten Yavaş, ’13 klinikle anlaştık. Dişiler kısırlaştığında bir hafta kalması gerekiyor. Erkek olanlar hemen sokağa tekrar bırakılabiliyor ama bu popülasyonda bu şekilde sadece kısırlaştırmayla bunun önünü almanın imkanı yok.’ ifadelerini kullandı.
Bir yandan kısırlaştırma işlemlerine devam edeceklerini diğer yandan sokaktaki sahipsiz köpekleri barınaklarda misafir edeceklerini bildiren Yavaş, ‘Eğer çok istiyorlarsa hayvanseverler onlar da elini taşın altına koysun. Destek oluruz, sahiplensinler. Sahipsiz hayvan olmaz.’ ifadelerini kullandı.
Büyük Birlik Partisi Başkanı Mustafa Destici ise Atatürk döneminde çıkan genelgeyi örnek gösterdi.
Destici yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘1932 yılında Atatürk’ün onayı ile bir tamim (genelge) yayınlanıyor.
Birinci maddesi şu;
-
‘Sahipsiz olan bütün köpekler itlaf edilecektir.’
-
‘İkinci madde de ‘Şehirlerde sahipli olarak gezen ya da gezdirilen köpeklerin ağız ve burun kısmında maske ya da tasma olacaktır’ diyor. Tamimin üçüncü maddesi, ‘Maskesiz köpekler de sahipli olsalar bile ithaf edilecektir’ diyor. Dördüncü madde, ‘Köylerde bulunan ve sahipli olan köpekler gündüz kesinlikle salınmayacak, bir yerde bağlı bulundurulacaklar, gece ise bekçi nezaretinde serbest bırakılacaktır’ deniyor.
-
Bu 1932 yılında Atatürk’ün onayı ile çıkartılmış bir tamim. Tabii 1932’de bu problemler yaşanmış ve Atatürk’ün onayı ile bıçak gibi kesilmiş, gereği yapılmış. Bugün de mutlaka ama mutlaka bunun gereğinin yapılması gerekiyor.
-
Biz ne diyoruz, direkt o tamim gibi hepsi, sahipsiz olanları ithaf edilsin demiyoruz. Sahipsiz olanlar toplansın, bir hayvan barınağında bunlar muhafaza edilsin ve canları korunsun. Bu konu etraflı bir şekilde görüşülmeli.’
Siyasilerin son dönemlerde yaptığı açıklamalara bakılırsa sokak köpeklerinin barınaklara alınması için bir çalışma yapılması planlandığı öngörülüyor. Peki hayvanseverler barınaklara neden karşı çıkıyor?
Hayvanseverler köpeklerin toplanmasıyla ilgili yapılacak uygulamanın ilk olarak 5199 sayılı kanunun 6’ıncı maddesine aykırı olacağını dile getiriyor. Öte yandan barınaklarda daha önce yaşanan hayvanlara yönelik şiddet olayları, yetersiz koşullar da bu hayvanların toplanmasını istemeyen vatandaşların belirttiği öncelikler arasında yer alıyor.
Bunun örnekleri de yok değil, örneğin geçtiğimiz yıl Konya’da bir barınakta köpeğin başına kürekle vuran bir sağlık teknisyeninin görüntüsü infial yaratmıştı.
Afyonkarahisar’da sahipsiz sokak hayvanlarının bakıldığı bir barınakta ise aç kalan hayvanların birbirlerini yediği görüntüler tepkilere neden olmuş, görüntülerle ilgili soruşturma başlatılmıştı. Hayvanseverlerin bir diğer endişesi ise barınaklarla ilgili çıkarılabilecek bir yasanın işgüzar belediye sorumluları tarafından hayvanların katline sebep olacağı düşüncesi.
Sokaklarda köpeklerin olmaması gerektiğini düşünenlerin ise genellikle örnek verdikleri ilk yer Avrupa oluyor. Avrupa’nın 2 büyük ülkesi olan Almanya ve Fransa’da ise durumlar şu şekilde.
Almanya’da yasal mevzuatlardan dolayı sokaklarda köpek bulunmuyor, görüldüğü taktirde durum polise veya ilgili birime bildirilerek hayvanın barınağa alınması sağlanıyor.
Yasal yaptırımlar ise şu şekilde sıralanıyor:
-
Sahipli hayvanların herhangi bir sebeple sokağa bırakılması yasak, bu uygulamanın tersine hareket eden kişilere 25 Bin avro ceza kesiliyor.
-
Sahipsiz hayvanların kamu güvenliğine tehdit olması durumundan yerel yönetimler sorumlu tutuluyor.
-
Yerel yönetimler tedbir almak ve sokaktan alınan hayvanların barınma maliyetini karşılamak zorunda.
Fransa’da kediler kısırlaştırıldıktan sonra sokağa bırakılırken, köpekler ise barınaklara alınıyor.
Avrupa ülkelerinin çoğunda olduğu gibi Fransa’da da sahipsiz hayvanlardan yerel yönetimler sorumlu, uygulama ise şu şekilde oluyor:
-
Sokaklarda başıboş gezen hayvanlar kuduzun yaygın olmadığı yerlerde ‘terk edilmiş’ ilan ediliyor ve barınaklara alınıyor. Barınakta geçen süre boyunca sahibi bulunmadığı taktirde barınaklarda yaşıyor veya veterinerler tarafından gerek görülürse uyutuluyor.
-
Ülkede bulunan 800 barınaktan evcil hayvan sahiplenmek isteyen aileler belirli prosedürleri yerine getirmek zorunda.
-
Halka açık alanlarda yaşayan başıboş kediler ise kısırlaştırılıp, kimliği çıkarıldıktan sonra bulunduğu alana geri bırakılıyor.