Rusya basınında geçen hafta: ‘Riyad’da gizli Ukrayna toplantısı’

Hazal Yalın

Yeni yılın bu seçkisinde bütün yazılar imzasız, ancak her zaman olduğu gibi önemli yayınlardan alınma. Tsargrad iRiyad’da yapılan gizli Ukrayna toplantısıyla ilgili yorumlarda bulunmuş. TASS, ABD Dışişleri’nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu müsteşarı O’Brien’ın, Ukrayna’nın ihracatını artırma planlarını haber yapmış. Belarus resmi haber ajansı Belta, Belarus Senato Başkanı Koçanova’nın Türkiye büyükelçisinin görev süresinin dolması vesilesiyle yapılan törendeki konuşmasını öne çıkarmış. EADaily ise Ermenistan’daki önemli türkologlardan Ruben Safrastyan’la yapılan bir mülakattan Zangezur koridoru ve Ermenistan’ın pozisyonuyla ilgili önemli noktaları vurgulamış.

‘Riyad’da gizli Ukrayna toplantısı’

ABD liderliğinde Batı Rus diplomatlarını tuzağa düşürmeye karar vermiş. Amerikalılar 16 Aralık’ta G7 ortakları ve Kievli yetkililerle birlikte Ukrayna’da çatışmanın barışçıl çözümü konulu gizli bir görüşme yaptılar.

Ukrayna meselesiyle ilgili gizli görüşme ancak 9 Ocak’ta açığa çıktı. … Toplantı Riyad’da yapıldı ve diyalog taraftarlarına bir sonuç getirmedi. Birincisi, görüşmeye BAE, Çin ve Brezilya temsilcileri katılmadı. Bunların ilki kendisini Rusya ve Ukrayna arasında barış görüşmelerinin yürütülmesi için potansiyel masa sayıyor. Ayrıca BAE çatışmada Batıdan çok Rusya’nın tutumunu takınıyor. Çin zaten çoktandır “Zelenskiy’in barış formülünü” reddediyor ve Batılıların buluşmalarına katılmıyor. Brezilya da Ukrayna çatışmasının çözümü meselesinde Rusya’nın tutumunu takınıyor, hatta özel askeri harekâtın bitmesi için kendi planını da önermişti.

Öte yandan Kiev ve Batı ülkelerinin temsilcileriyle buluşmada Hindistan, Suudi Arabistan ve Türkiye görüşmecileri de vardı. Delhi Ukrayna meselesinde tarafsızlığını korumaya çalışıyor, ama daha ziyade Batıya meyil veriyor. Suudi Arabistan potansiyel görüşmeler için BAE ile rekabet halinde. Riyad’ın pozisyonu Moskova’ya yakın. Türkiye, batı ve doğu arasındaki karmaşık siyasi oyunda geleneksel olarak iki sandalyede birden oturmaya çalışıyor. Ancak son altı aydıR Ankara’daki diplomatların pozisyonu güçlü bir şekilde sarsıldı; artık hiç kimse “Sultan Erdoğan’ın krallığını” barış yolunda olası masa olarak görmüyor. … (Tsargrad, 10 Ocak)

‘ABD: Ukrayna’nın ihracatını artıracağız’

Washington 2024’te müttefikleriyle birlikte Ukrayna’nın hububat da dahil ihracatının artmasına katkıda bulunmak niyetinde; ABD, iktisadi yeniden imarın Kiev’in büyük masraflarını kendi başına karşılamasına imkân sağlayacağını düşünüyor. Bu yaklaşımı ABD Dışişleri Avrupa ve Avrasya İşleri Müsteşarı James O’Brien gazetecilerle online brifinginde dile getirdi.

O’Brien’a göre, “Rusya geçen yaz Ukrayna’dan gıda ihracatını bloke etmeye kalkıştı.” Ancak: “Avrupalı meslektaşlarımızla, özellikle de Ukrayna, Moldova, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’den meslektaşlarımızla Ukrayna’nın ihracatının devam etmesinin sağlanması üzerine çalıştık; görüyoruz ki küresel gıda fiyatları epey bir zamandır olan seviyenin oldukça altında. Yıl boyunca da bu çalışmaya devam edeceğiz.”

O’Brien bu yıl Kiev’in de “eşzamanlı olarak bazı şeyleri yapması gerektiğini” söyledi: “Ukrayna’nın savaşması, ekonomisini kurması, yeniden imar etmesi gerek. 2023’te yüzde 5’ten fazla iktisadi büyüme gördük; 2024’te de benzer bir şey bekleniyor. Bu, Ukrayna’ya, faaliyetlerini çok daha büyük ölçekte ödeme imkânı verecektir.”

Müsteşar, Ukrayna’nın humumat ihracatını artırmayı başaracağını da düşünüyor: “Sanırım, aralık ayında gördük ki, Ukrayna yaklaşık 7,5 ton hububat ihracat etti. Bunun küçük bir bölümü karayolundan kuzeye gönderildi. Bu daha pahalı ve sınırlı bir rota.” O’Brien’ın iddiasına göre: “Ukrayna’nın yeniden imar için ihracatta bulunması gerek. İhracat sektörlerinin ivme kazanması ölçüsünde de vergi gelirlerini artıracaktır.”

Hububat anlaşması geçen yıl 17 Temmuz’ta sona ermişti. Rusya Başkanı Putin birçok defa, Batının Ukrayna hububatının büyük bölümünü kendi devletlerine ithal ettiğini, oysa anlaşmanın başlıca amacının hububatın muhtaç ülkelere ulaştırılması olduğunu, ancak bunun hayata geçirilmediğini söylemişti. (TASS, 11 Ocak)

‘Türkiye’nin Minsk büyükelçisinin görev süresi bitti’

Belarus Cumhuriyet Konseyi [Senato] başkanı Natalya Koçanova, Türkiye’nin Minsk büyükelçisi Mustafa Özcan’ın Belarus’taki diplomatik görev süresinin tamamlanması vesilesiyle yapılan görüşmede, Türkiye ve Belarus’un özel stratejik ortaklık ilişkileri olduğunu söyledi.

Koçanova şöyle dedi:

“Belarus ve Türkiye’nin iyi, dostça ilişkileri var. Hatta özel bir stratejik ortaklık ilişkisi olduğunu da söyleyebilirim. Bu birçok açıdan ülkelerimizin liderlerinin hizmeti.”

Senato başkanı her iki ülkede de egemenlik, bağımsızlık, halklarının menfaatlerini savunma, gelenekleri koruma siyasetinin sürdüğünü belirtti. …

Senato başkanı, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artmasına keza devletlerarası, parlamentolararası ilişkilerin güçlenmesine de dikkat çekti ve Belarus ile Türkiye’de dostluk gruplarının etkili bir çalışma sürdürdüğünü söyledi.

Koçanova’ya göre:

“Belarus’ta çalışmanız boyunca ülkemizi, halkımızı sevdiğinize eminim. Yeni göreviniz nerede olursa olsun eminim ki ülkemizin iyi bir dostu olacak ve iyi ilişkilerin korunması, güçlenmesi için her şeyi yapacaksınız. Bunun için her tür neden ve iyi bir temel var.”

Türkiye’nin Minsk büyükelçisi Mustafa Özcan 15 Ocak 2020’den beri Belarus’ta çalışıyor. (Belta, 11 Ocak)

‘Zangezur koridoru’

Ermenistan’da çıkan İravunk, ünlü Türkolog Ruben Safrastyan ile, “Zangezur koridoru daha pek çok kapsamlı planı olan Türkiye’nin stratejik hedefi” başlığıyla bir mülakat yayınladı.

Safrastyan’a göre: “Türkiye Zangezur koridorundan hiçbir zaman vazgeçmedi.”

Safrastyan şöyle dedi:

“Bu, daha pek çok kapsamlı planı olan Türkiye’nin stratejik hedefi. Bu Ankara için sadece Nahçivan üzerinden Azerbaycan’la değil Türki diller konuşan Orta Asya ülkeleriyle de turancı programlarını hayata geçirmek için ilişki kurma ve Türki Devletler Örgütü üyesi bu ülkelerin iktisati potansiyelini kendi dış siyasetinin temeli haline getirme imkânı. Türki ülkelerin toplam GSYH’sı yaklaşım 1,4 milyar dolar. Türkiye’nin bu örgütte belirleyici rol oynadığı ve Türki ülkelerle doğrudan ilişkiye sahip olursa fiilen dünyadaki ağırlık ve itibarını daha da artıracağı biliniyor.”

Analiste göre bu yolun İran’la hiçbir ilişkisi olmaması ve bu ülkenin etrafından dolanması Türkiye için çok önemli, zira Tahran, Türkiye’nin bölgesel ve tarihi hasmı: “Şimdilerde bahsettikleri ‘İran seçeneği’ Azerbaycan için Nahçivan’la bir an önce ilişki kurmak amacıyla öncelikle taktik bir önem taşıyor. Ama burada demiryolu yok, onu inşa etmek gerekecek. Zangezur koridorunda ise var. Sadece hayata geçirip tamir etmek lazım. Bence Azerbaycan kısa bir zamanda, Bakü’de söyledikleri gibi bir yıl içinde, Nahçivan’la karayoluna sahip olmayı amaçlıyor. … Demiryolunun Türkiye ile Nahçivan’ı birleştirecek bölümü henüz inşa edilmiş değil. Türkiye’de uzun yıllardır bu konuda konuşuluyor, ama duruma bakılırsa henüz buna uygun mali kaynaklar yok.” Ancak Safrastyan’a göre: “Azerbaycan’la bu konuda altı ay önce bir mutabakat imzalayan Ankara Azerbaycan finansmanından yararlanmak istiyor. … Dolayısıyla, eminim ki Türkiye’nin stratejik anlamda planı şu: Nahçivan, Ermenistan (‘Zangezur koridoru’), sonra Azerbaycan, Hazar denizi üzerinden Türkiye ve Orta Asya’yı bağlayacak bir demiryolu olmalı.”

Bu ulaştırma yolunun Ermenistan’a ne getiri sağlayacağı sorusuna şu cevabı veriyor:

“Eğer sadece koridor olursa Ermenistan’a özel hiçbir şey vermez. Ermenistan’ın başlıca hedefi, bu yol üzerinde kendi kontrolünü sağlamak, yol işlemeye başlayınca Türklerin ve Azerbaycanlıların bizim rızamız olmaksızın bizim menfaatlerimizle ters düşen adım atmamalarını sağlamak. İkincisi, eğer bu demiryolu Ermenistan’ın devlet kontrolü altında işlemeye başlarsa bence ülkemiz için büyük önem taşıyacaktır, zira Azerbaycan toprakları üzerinden Ermenistan’dan Rusya’ya olan yolun güvenliği sağlanabilir.” (EADaily, 11 Ocak)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir